aklıma yazacak-koyacak bir başlık gelmedi. lise edebiyat öğretmenim, edebiyatla alakalı görünen lakin bişey anlamadığından emin olduğum hocam görse "senden bi boq olmaz" derdi. hatta demedi ama ima da etti. çok okuyan çok bilir derler ya. liselerde genelde kızları tepede gören hocalardan biriydi bu da. nedendir anlamam. tamam erkekler haylaz, terbiyesiz bıdı vıdı diye yakınıyorlar ama aralarında bunları yapan ve kafası çalışanlar da mevcut hemşerim. misal ben bunlardan biri değilim. ben uslu efendi çalışkan bir lise öğrencisiydim. neyse kendimi anlatmaya gerek yok. burada başkalarından bahsetmeliyiz. edebiyat hocamdan girdik onunla devam edelim. anadolu öğretmen lisesi öğrencisi olduğumdan her sene örtmen liseleri kuruluşunu kutlardık. kentin ileri gelenleri kültür merkezinde geceye katılır, alkışlar giderlerdi. hiç biri izlediklerini unutmamıştır. her sene de farklı bir oyun sergilenir halbuki. bunları yazan da cengaver edebiyat örtmenidir. bir köy- yıkık dökük bir okul- eğitimden nasibini almamış köylüler- anasına babasına çekmemiş uyanık öğrenciler ve görev aşkıyla yanıp tutuşan, küllerinden yeniden doğan cengiz bir örtmen. çocuklardan biri okula gelmez. ya dağa çıkmış terörist olmuştur ya da ebeveynleri tarlaya salmıştır. öğretmenimiz de yeni mezun olmuş tıfıl haleti ruhiyesini daha sindirememişken bu çocuğun peşinden gider. araya dramlar girer sonunda da ölür. her sene bu iskelet üzerine inşa edilmiş bir oyun sergilenir. oyuncular sınıflardan zorla seçilirdi. kimse bu ebleh eserde görünüp, ilerde dalga konusu olmak istemezdi. neyse efendim lise 2 de iken bendeniz, yine bu oyuncu seçimlerinde kapana kısıldım. o da şöyle ki, heyetiyle sınıfa giren edebiyat hocamız, sen kalk- sende kalk- kaldıramazsan kaldırırlar gülüm tripleri ile gönülsüz genç dimağları tahtaya çıkarır ve istiklal marşını şiir olarak okutur. bunları beğenmez ve çıkıp gitmeye yeltenir. lakin ne olur? malağın biri "hoccaaaam yetersiz i de deneyin o okur" diye atlar (atlamaz olasıca) sonrası haftada 2-3 günlük provalar ve şiir okuyan ilkokul öğrencisi kıvamında ben. bizim senenin teması da terör örgütüne katılan çocuğu sınıfa kazandırma idi. hoca sınıfa giriyor memet nerde çocuklar diyor, sonra biri kalkıp hede de hödö diye durumu açıklıyor, hoca da başlıyor vatan millet.... gidiyor ve ben barnak kaldırıp "hocam konu ile alakalı olduğunu düşündüğüm, dün gece uyku tutmayınca okuyup ezberlediğim bir şiir var. takdim edebilir miyim?" diyorum. ve şiiri okuyorum. şiirle alakamın olmadığını hatta ve hatta uyuz olduğumu bilenler bilir ( il çapında düzenlenen 3-4 şiir yarışmasında derecelerim var. bu da oksimoronluk işte. yok be maksat kalem kitap kazanmaktı) okuduğum şiirin daha sonradan bir şaire ait mısraların deformasyona uğramış halleri olduğunu öğrendim. hatırladığım kısmıyla şöyle idi:
ister erkek ister kadın
çocuğuyuz bu vatanın
vatan için can borcuyuz
serhatte kale burcuyuz
hımm. sadece ilk dörtlük aklımdaymış. neyse bir de o aralar bu finduk aganigi naganigisi yeni çıkmış. bende komiğim ya orada burada şebeklik olsun diye issteeerrr errkeeekk issstteeerrr gaadddıınn diye aganigi naganigi melodisi ile söylüyorum. pek bi gülünüyor felan. bu da böyle bir anımdır.
birazdan oscarlar sahiplerini bulacak. tahmin listem ile açıklanan liste gün içinde sizlerle olacak bakalım kaçta kaç tutturmuşuz...