Cuma, Ekim 26, 2007

var bir gariplik



şimdi oturdum işim gücüm yokmuş gibi, kardeşimin ödevini yapıyorum. ki bu kendisi için hazırladığım ne ilk ne de son ödev. bilinçli aile dayanışması çerçevesinde sömürülürken, diplomasında adımın da yazılmasını talep ediyorum. fena mı olur kimya nın yanına bir de türkçe örtmen diploması. neyse efendim. konumuz öykü yazmak. lakin bu öykü ilköğretim öğrencilerinin algılayabileceği bir seviyede olmalıymış. öncelikle bu ödevi veren hocaya sormak istiyorum. ülkemizde belirli yaş gruplarına tavsiye edilebilecek, onların seviyesinde yazılmış kaç eser var? biz bunlardan kaç tanesini okuyarak büyüdük? her yerde anlatırım, küçücük bir çocuğum (küçük dediğime bakmayın yaş 12-13 sanırsam) Ömer Seyfettin beyin yazdığı öykülerden derlenmiş bir kitap okuyorum. kaşağıydı, beyaz laleydi derken zaten bozmuşum psikolojimi, bunun üstüne bir de adamın birinin genelev macerasını özet geçen bir hikaye de okumuş "töbe töbe" demişliğim de vardır. neyse efendim diyeceğim o ki, biz çocukkene, küçükkene bize hitap eden şeyler okuyamıyorduk. elimize ne geçerse okuyorduk. aman psikolojisi bozulmasın çocuğun, çiçekli böcekli şeyler okusun diye bizi yönlendirecek bir örtmen ya da büyük de yoktu çevremizde. hadi bunlardan geçtik, tamam bir öykü yazalım en eğiticisinden, öğreticisinden. bu yetmiyor kardeşimin hocasına. öykü mevlana hazretlerinin yazdıklarıyla benzerlik gösterecekmiş. masalsı olacakmış, ders verecekmiş. oldu annem, oldu canım, oldu bidenem. nasıl yazayım ben öyle şeyi. hadi ben kendimden geçtim, kardeşim nasıl yazsın ulan? hadi kardeşimden de geçtim, onun sınıf arkadaşları nasıl yazsın? kim yazsın? o kadar biliyorsan yaz sen, kitap halinde ilköğretim bebelerine sat. bu kadar ulvi bir amaca hizmet ettiğin için hayır duası da almış olursun. o tarz bir şey yazmak kolay mı sanıyorsun? şştt alooo kime diyorum ben?

oturdum ben de, google dan yardım istedim. sağolsun sayfalar dolusu seçenek çıkarttı karşıma lakin bunlardan hiçbideneciği benim işime yaramaz. bu arada işime yarayabilir düşüncesiyle okuduğum öykü denemeleri de beni benden aldı. arkadaş iki kitap okuyanın içine düşüyor yazma ateşi, adamlar kavrulalım, yanalım anca pişeriz demeden, başlıyorlar yazmaya. "saat 2 yi gösteriyordu. dışarıda g.t donduran bir soğuk vardı, dişleri bir birine çarparaktan, tir tir titreyerekten, bade de süzerekten ağır ağır sokakta ilerlemeye başladı. işte o sırada duydu o acı çığlığı........" diye gidiveren, " kötü adamların elinden kurtadığı mahmure ile, uzaklara çok uzaklara taa uzaklara kaçtılar. bir çiflikte çalışmaya başladılar. bütün gün sabbbahtan ağşama değin ter içinde kalıyorlardı lakin onların bu yprgunluğunu unutturacak dünya datlısı da bir bebeleri vardı" şeklinde biten acayip karalamalar mı dersin ne dersin bilmem. internet bunlarla dolmuş taşıyor. kişiler profil oluşturuyor, rumuzları altında öyküler yazıyor. bi tanesinde 112 öykü vardı yayında olan. yuh dedim oha dedim. ulan Sabahattinim Alimin bile o kadar öyküsü yok. sen nereye yazıyon, nerenle yazıyon? diye sorasım geldi. lakin üye olmam gerekiyormuş. uğraşmadım.

siz siz olun, kitap okumayın, okunmasını da gerektirecek bir işte, bölümde bulunmayın. abilerinize, ablalarınıza yazık etmeyin.....

hebe hübe kem küm öykü....