Cuma, Mayıs 19, 2006

Amelelikte Sınır Tanımam......

Sınır yok efendim. Halk adamıyak biz. Her türlü ortama gireriz, gerektirdiği gibi de davranırız.


Misal bugün ben-baha-halo baktık canımız sıkılmakta. Dedik evde boş bombalak oturacağımıza, atalım kendimizi Kızılay'a.Atladık otobüse vardık Kızılay'a. Halonun bir takım işleri olduğundan bahoyla beni bir kaç saatliğine baş-ı boş bıraktı. İki depresif ne yapar? Malak malak dolandık efenim. Bir aşağı , bir de yukarı.Gittik doktorumuzdan köfte yedik. sonracığıma dedik bi para çekelim. Daha doğrusu baha dedi çünkü benim param yok ne yazık ki ( mesaj atarsanız banka hesap numaramı verebilirim memnuniyet ilen) Baha parasını çekmekle meşgulken iki güzide hanım kızımız yanımıza yanaştı ve sordu "şey yaa pardon yani, siz yabancı dil biliyo mısınız?" dedik yes. Bir arkadaşımıza 5 dakika sonra dedeman otelinde olacağımızı söyleyebilir misiniz diye de eklediler. Biz de söylemeyek yazak dedik. Aldık kızın bi denesinin telefonunu. O sırada Antonio aradı.Dedim ne ayak antonio, italyan mı? dediler yok ispanyol. Yemiş antonio bunları, eleman bariz italyandı.Baha mesajla cebelleşirken, ben kızlarla sohbete başladım. Nerde okuduğumuzu sordular söyledim. Zekisiniz galiba dediler, yok dedim. Sonra kaçıncı girişte kazandığımızı sordular, ilk dedim. Çok çalıştınız mı dediler, yok dedim. E o zaman zekisiniz dediler. Dedim sanırım öyle :P Sonra ben sordum dedim siz yabancı dil bilmiyo mısınız? Dediler yok bilmeyiz. Dedim bu oğlanla nasıl anlaşıyorsunuz, dediler şöle böle. Ben tam o anda dedim hımmm, zaten giyinişlerinden vs de belli idi ne oldukları da ben konduramadım. Çünkü tanıyıp, tanışabileceğiniz en saf, en dürüst, en temiz insan benim (Oblomovum bu sana :P )

Neyse bu bağyanları geçtik. Gittik beğendikten dondurma aldık. Hani şu algidanın litrelik olanlarından. Yanına da iki kaşık. Çıktık Kocatepe nin arkasında ki çimlik alana. Çimlere yayıldık. Ben ayakkaplarımı çıkardım, çoraplarımı çıkardım, yayıldım kısacası. Baha yapma etme dedi, amele oldun la dedi ama dinletemedi. Ne edem efenim, rahat olmak lazım, ona buna ne bakacaksın. Neyse çılgınca yedik dondurmayı, elimiz ayağımız, yüzümüz hep dondurma oldu küçük çocuklar gibin. Temizlemeden onları yoldan geçenlere baktık felan. Onlar da bize baktı pis pis. Ego mu ezdim yedim yuttum.Bi rahatlama neyin geldi.

Aman işte bugün böyle geçti gitti....