Efendim yazarımızın kendisinin de belirttiği gibi bir "Osmanlı" olma durumunun popülerleşmesinin ardından , gerektiği gibi yeterli bilgileri verebilecek, yeni ufuklar açmak öncesinde "ufuk" sahibi olmamızı sağlayacak, saçma sapan avrupa kaynaklı( ki çoğu saçmadır bence, ama içlerinde güvenilebilecek olan kaynaklar da mevcut) roman, deneme, tarihsel metinleri okumak yerine; pek ulaşma fırsatı bulamasak da, ulaşabilenlerin ise pek paylaşmadığı "arşiv" lerimizden kırıntılar içeren eserleri yalayıp yutmak varken, sade ve sadece şakşak yapmanın anlamsız olduğunu yavaş yavaş anlıyoruz(ula ne biçim cümle bu be, ben yazarken gına getirdim okuyanlara sabr)
Söyleşilerden derleme bir eser olduğu için, yer yer tekrarlarla karşılabiliyorsunuz. Eserin en kötü tarafı budur, başka bir başlık altında bahsedilmesi gereken konunun,öteki başlıklar altında da tekrar edildiğini görmek sizi şaşırtıyor. Tamam söyleşileri çözümlemişsiniz ama aynen kitaba koymuşsunuz, genel olarak bakıldığında bir dağınıklık göze çarpıyor. Ayrı ayrı söyleşileri bölümler altında ele almak yerine, konu konu sınıflandırılsa daha yerinde olurdu bence.
Vel hasılı kelam hafif bir kitap olmakla beraber okunmalıdır diyoruz( İlber Hoca yı çok sevdiğim söylenemez lakin okuyun yahu ecdad bu :)
giriş niteliğindeki bu kitabı okuyalım, okutalım...