Cumartesi, Nisan 22, 2006
hiç böyle olmamıştım
mütemadi depresif olarak, akşam üzeri yediğim son kazık üstüne, kendimi yatağıma attım ve elime gıdım gıdım okuyarak tadını aldığım "kinyas ve kayra" romanını aldım. sonumu biliyordum. yarım saat geçmeden uyuyor olacağımın bilincinde okumaya başladım. 2 bölümünü bitirdiğimde göz kapaklarıma hakim olamıyordum. kitabı her zaman yaptığım gibi başucuma iliştirdim ve uyumaya başladım. zira bundan daha tatlı birşey olamaz benim hayatımda. kitap okuduktan sonra tamemen yorgun düşen gözler, düşünemeyen bir beyin ve tatlı bir uyku. herşey buraya kadar iyiydi de. uyandıktan sonrası beim için pek hayırlı değildi. zira okuduğum kitabın etkisiyle, uyandığım andan itibaren, ruh haliminde etkisiyle kitaba devam etmeye başladım. kelimeler, cümleler bilinçsizce beynimde yankılanıyorlardı. kayra'nın cümleleri sızıyordu beynimden.kitabın etkisinde olmadığımı anladım. bir an "ben" olmadığımı hissettim. bir iki dakika sürdü bu durum. kendiniz olmadan cümleler kurmak, ki yapıcı cümlelerden bahsetmiyorum, en yıkıcılarından bu cümleler... o zaman anladım ki benim de içimde bir kinyas, bir kayra, bir zargana var.... çıkmaları yakındır.....